“Çözümü kısa vadede mümkün görünmeyen bu ekonomik kriz dönemi,  belki de BİSİKLETE BİNMEYE başlanacak yepyeni bir dönemin kapısını açmayı başarabilir mi?” sorusunu sorarak umutlu bir başlık atacak olsam yazıma, çok mu iyimser bir çıkarım yapmış olurum?

Ekonomik krizin ülkemizde  büyük yıkımlar yarattığı şu günlerde, kepenk kapatan iş yerleri, iflas edenler, borç batağında her sabah yeni bir  alt basamağa daha düşmüş olarak uyananlar, aldığı maaşı yetirmeye çalışırken artık  buna bile imkansız diyenler, depresyona yenik düşenler, arabasını, evini satmaya çalışanlar, ülkeden kaçmak için yol arayanlar, okul hayatı sekteye uğrayan gençler, umutsuzluk içinde kıvrananlar ve daha sayılabilecek olumsuz yüzlerce tablo hepimize hiç de yabancı gelmiyor.

Trafikte ise deposu her gün daha pahalıya dolan, vergisi oldukça yüksek araçların saatlerce sıkışık tıkışık halde kalıyor olması, bunun yarattığı kişisel ve milli bütçe yükü, çevre ve gürültü kirliliği, zaman kaybı, yoğun stres faktörü, tahammülsüz ve her an barut gibi parlamaya hazır insanlar da cabası…

Kaybedilen sağlık ise hem hareketsizlikten, hem stresten kaynaklı bir profil çizerek konunun vahametini arttırıyor.

İnsanlar bu dönemde hayatlarına bisikleti sokarak, trafikte kaybedilen zamandan, benzin parasından, toplu ulaşım giderlerinden, taşıt vergilerinden, sağlık sorunlarının yarattığı masraflardan, stres – depresyon tedavi masraflarından tasarruf ederek, hayata bakış açılarında da salgılanan hormonlar nedeniyle kazandıkları pozitif bakış açısıyla acaba bir fayda yaratabilirler mi? Bu toplumsal bir salgın haline gelerek yayılabilir mi?

İnsanları bisiklete teşvik ederek neler başarabiliriz?

Çağın sorunu  olan obezite, şeker, kalp-damar hastalıkları, depresyon, eklem sorunları vb  karşısında zaferler elde edilebilir mi?

“Her şerden bir hayır doğar ” derler, bu gibi bir şerden nasıl bir hayır doğabilir ki demek yerine doğabilecek hayırı yaratmak adına neler yapabiliriz?

Herkes oturup kendi standartları üzerinden hesabını yapsa, toplu taşımdan olsun, aracıyla işe gitmekten olsun, zamandan olsun nasıl avantajlar sağlayabileceğini  bir görse,  devlet ve iş yerleri bu tip ulaşım için çalışanlarına teşvikler getirse, herkesin bisiklet kullanabileceği sistemsel girişimleri arttırsa , bu dönemin sıkıntıları, toplumsal yararlı bazı alışkanlıkların oturmasına vesile olabilir mi?

MEDENİ ülkelerde  BİSİKLET konusu bir  DEVLET PROJESİ olarak ele alınıp halka sunulduğunda elde edilen yararlara dair pek çok veriye ulaşmak mümkün…

NEDEN TÜRKİYE DE BU ÜLKELER GİBİ BİSİKLET MUCİZESİNİ YARATMASIN Kİ?

Bakınız neler var dünyada;

Belçika’dan Pro Velo grubu Brüksel’de uyguladıkları “Cycle Once, Cycle Everywhere!” mottosu ile deneyimli bisiklet kullanıcılarını, bisiklet kullanmaya istekli vatandaşlar ile buluşturuyormuş.. Dernek ve belediye işbirliği ile hayata geçirilen proje boyunca bisiklete başlayan katılımcıların %83’ü şehir içi ulaşımını bisikletle yapmaya başlamış.

Bilgi: http://bikeexperience.be

İtalya’ da yapılan Bike2work projesi, bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak için Fogg’un davranış teorisini uyguluyormuş. İnsanları motive etmek için kendi profilinde insanlardan oluşan bir grupla buluşturup, yeni başlayanların yeteneklerini geliştirmek için kendi kendine ufak tamirleri yapabilme eğitimi veriyor ve evden işe olan yolculuk için en uygun rotayı birlikte seçiyorlarmış..  Tetikleyici olarak da minik ödüller sunuyorlarmış.

Bilgi: http://www.bike2work-project.eu/en/

Hollanda’ nın kuzeyinde bulunan Brabant bölgesinde, hedef grup özel şirketler seçilmiş. Şirket çalışanları için oluşturulan sanal platform ve iletişim sorumluları sayesinde şirket çalışanları işe bisikletle gelirken yaşadıkları deneyimleri paylaşarak diğer çalışanlara ilham vermişler. Ayrıca şirketlere nasıl bisiklet dostu işletme (güvenli park yeri, düş vs) olabilecekleri yönünde katkıları olmuş.

Danimarka’ nın başkenti Kopenhagkısa mesafelerde bisiklet kullanımını %38’den,%42’ye yükseltmiş ve aynı mesafelerde araç kullanımını %18’den %15’e düşürmüş.  Nasıl mı?

  • Bisiklet dükkanlarının olmadığı mahallelerde bisiklet tamir atölyeleri kurulmuş. Bisikletini rahatlıkla tamir ettirebileceğini gören insanlar bisiklet kullanmaya başlamışlar.
  • Evden işe yapılan yolculuklarda hangi rotaya kullanmasın gerektiği hakkında bilgisi olmayan insanlar broşürler ile bilgilendirilmiş ve  akıllı telefon uygulamaları ile yönlendirilmiş.
  • Çocuklarının trafikteki güvenliğinden endişe edenlere yönelik bir kampanya yapılmış. BU kampanyada ulaşılan kişilerin %47’si çocuklarını okula yaya veya bisikletle götürmeye başlamışlar.

 

Madem konu çocuklara geldi hemen Hollanda’dan bir annenin sunumunda aldığım notları paylaşıyorum. “Freedom of Children” temalı oturumda dört çocuk annesi Marieke Bubbelman hem dünyanın en mutlu çocuklarının neden Hollanda’da olduğunu anlatmış hem de çok değerli bilgiler vermiş. Yaşadığı şehrin güvenli yollara sahip olması, onu çocuklarını özgür bırakma konusunda ikna etmiş. Annelerin çocuklarına örnek olması gerektiğine inanıyor, dolayısıyla her yere bisikletle gidiyormuş, özellikle de yağmur yağdığında.

“Çocuklara özgürlüklerini yaşayabilecekleri alan yaratın çünkü ancak o zaman meraklı ve araştırmacı bireyler olabilirler. Çocuklarınıza güvendiğinizi onlara gösterin, o zaman sorumluluk almaya başlayacaklar” diyormuş. Hollanda’da 7 yaşında bir çocuk yılda ortalama 4000 km bisiklete biniyormuş bu arada. İnanılmaz değil mi?

 

Hollanda’dan İngiltere’ye geçelim.

İngiltere’de uygulanan Bikeability programı, çocuklara bisiklet kullanırken daha güvenli olmaları için trafikte nasıl davranmalarını üzerine eğitim veriyormuş. Paul Robison, ülkede 380 farklı programları olduğunu ve 3000 eğitimcinin çalıştığın söylemiş ki yılda 320Bin çocuğa eğitim veriyorlarmış. Eğitimden sonra aileler çocuklarını daha çok özgür bırakıyorlarmış. Bisiklet için yapılan 1 GBP  yatırımın ülke ekonomisine katkısı 3 GBP.

Bilgi: https://bikeability.org.uk/

Kristina Jasiunaite, World Bicycle Relief organizasyonu için çalışıyormuş; Afrika’ daki çocukların okullarına gidebilmesi için o coğrafyanın şartlarına uygun bisikletler tasarladıklarını ve çocuklara hareket ve ulaşım özgürlüğü sağladıklarını anlatmış…Yaratıcı…

National Geographic tarafından yılın maceracısı seçilen, uluslararası aktivist Shannon Galpin, Afganistan’da kadınları nasıl bisiklete bindirdiğini anlatmış ki bu da enteresan geldi bana…

Bilg: http://shannongalpin.com/category/afghanistan/

Alışkanlıkları değiştirmeye yönelik proje örnekleri de var;

Traffic Snake Game (www.trafficsnakegame.eu), çocukların ailelerini onları okula sürdürülebilir ulaşım araçları ile okula götürmeye ikna ettikleri bir kampanya. 19 ülkenin katıldığı “oyun” sayesinde 177. 587 öğrenci artık okula yaya, bisiklet ve toplu taşıma araçları ile gidiyormuş.

Viyana’da yapılan çok etkili bir kampanya ise ülkemizde rahatlıkla uygulanabilir:

Otobüs ve metroya alternatif olarak bisiklet kullanımı alışkanlığını kazandırmak için altyapı çalışması veya teknik bir sorun nedeniyle durdurulan seferlerin olduğu hatlarda insanlara ücretsiz bisiklet ve rota haritaları verilmiş. 6 ay boyunca farklı hatlarda uygulanan projede bisiklet kullanım oranı %50 artmış.

Brezilya’dan Belo Horizonte Belediyesi’nin örneğini de çok beğendik.

Yapılan ilk bisiklet yolunun bekledikleri ilgiyi görmediğini fark etmişler ve bisiklet kullanıcılarını görüşmeye davet etmişler. Bisiklet kullanıcıları kendi deneyimlerini ve yolun sorunlarını aktarmış.

Sorunlara çözümler hızla bulunmuş ve yolun kullanımı artmış.

Yani bazen para değil, sadece dinlemeye hazır kulaklar yeterli olabiliyor.

Kopenhag’dan Kanserle Savaş Derneği yaptığı bisiklet projesini aktarmış. Danimarka’ daki hareketsiz %30’u bisikletle buluşturmak için ulusal, yerel ve bireysel seviyede kampanyalar yaparak 11.000 kişiye ulaşmışlar ve bu kişilerin 7500’ü günlük olarak bisiklet kullanmaya başlamış. Hareketsizlikten doğan rahatsızlıkların önüne geçebileceklerini düşünüyorlarmış.

Critical Mass turu çok mu sert geliyor o zaman buyrun KİDİKILMASS’e.

ABD’de yapılan proje cumartesileri günleri çocuklarla toplu olarak dondurmacıya gitme etkinliği.

Bilgi: kidicalmass.org

(  NOT: Örneklemeleri aldığım adres: https://www.bisikletizm.com/insanlari-nasil-bisiklete-bindirebiliriz/)

Bu konuda Atilla Atay’ ın geri dönüşümü çok net olacak projeleri ile yakında gündemi epey biz de hareketlendireceğiz..Şu anda ciddi araştırma ve hazırlıklar içindeyiz.

Ama her bisikletçiye ve bisiklet kullanmıyor olsa  bile bisiklet severe bu konuda görev düşüyor. Algıları bu konuda dönüştürmek ve geliştirmek adına hepimizin elbette yapabilecekleri vardır diye düşünüyoruz.

Yaratıcı ve aktivist olmak gerekiyor  …Siz ne dersiniz?

Sevgilerimle

Jale Özen

Cevapla