Bu sabah Bostancı sahil yolunda sabahın 05.30 unda çok üzücü bir kaza yaşandı. Buna kaza demek çok zor çünkü göz göre göre, özellikle de her hafta sonu sabahında olmak üzere sahil yolunda alkolü ve uyuşturucuyu çekip yarışan arabalar ve motosikletlerden herhangi biriydi bu faciayı yaşatan sürücü… 3 farklı polis çevirmesinden kaçıp, hala çekmekte olduğu uyuşturucu ve içtiği alkolün de etkisiyle sahil yolunda deliler gibi 130 km- 150 km hız yaparak polislerden kaçma cesaretini gösterirken Bostancı sahilinde herhangi birine, birilerine, bir arabaya, bir gruba, bir engelliye de çarpabilirdi de, evinden her zamanki gibi ailesiyle belki de antrenman sonrası kahvaltı için sözleşerek çıkıp rutin sürüşü için arkadaşlarıyla buluşmaya gelen yılların deneyimli bisiklet sporcusu Doğanay Güzelgün ‘ ü seçti, hem de en sağ şeritte adeta azraili oldu… Yetmedi, çarptıktan sonra bir de arabadan inip kayıplara karıştı… Olay büyük ve çetrefilli bir uyuşturucu çetesine kadar uzanıyordu besbelli de olan Doğanay’ a oldu, giden gittiğiyle, aile perişan olduğuyla kaldı. Ve tüm camia da hala atlatamadığı derin bir şok ve üzüntü içerisinde. Şimdi konu hakkında biraz da öz eleştiri de yapmamız gereken bir noktada olduğumuzun farkındayız . Konu sadece bir bisikletlinin ölümü değil… Orada yaya da olabilirdi, sürüşe başlayan onlarca bisikletli de, herhangi bir araç da olabilirdi, annesinin elini tutmuş yürüyen bir çocuk da… Her şey mümkün… Adalet ve yaptırımların, caydırıcı olmadığı, olamadığı, suçluların yakalansa da serbest kaldığı, hırsızlık, cinayet, tecavüz vb suçlularının yetersiz cezalarla salınıp bırakıldığı bir gerçeklik içindeyiz. Öncelikle bisiklet camiamızdaki bu acı olay için herkese başsağlığı diliyor özellikle Doğanay arkadaşımızın ailesi ve sevenleri başta olmak üzere kuvvet versin diyorum. Bu sabah yaşanan olay için ; evet ARABA TAMAMEN SUÇLU ve TAMAMEN; HEM DE VICDANSIZCASINA HATALI… Sabah o saatlere gelene kadar ve gece boyunca sahilde ne kadar çevirme ve polis varsa da, çok daha fazla sayıda da şuursuz ve bilinçsiz sürücü var ve motosikletle de arabayla da yarış yaparak geçiyorlar. Biz de sabah erken saatlerde sahilden geçerken bunları içimiz hoplayarak görüp korkuyla irkilmiyor muyuz? Adam alkol ve uyuşturucu almasa da bunu yapıyor… Polis çevirmesini kaç kere gördüm; ehliyetsiz yaşı küçük çocuklar direksiyonda… Çok değil 7 sene önce SUADIYE OTELİ hizasında sahilde yolu kapatıp patinaj çekerlerdi polise verecekleri ceza bedeli ceplerinde küstahça yaparlardı bunu… Bizim hayatımızın içinde bu gerçekler var… İstediğiniz kadar uyarıcı levha, ışık koysunlar -ki koyulmalı….- ama göreceksiniz ki değişmeyecek…! Kendimiz dikkat edecek, ön göreceğiz… Özeleştirimizi yapalım kendimize… Öngörülü müyüz hepimiz? Sabahları antrenmana bisikletle gelirken biz de yaşıyoruz bunu… Bostanci’ da Nero’ nun önünde ters yönden gelen bisikletli arkadaşlarımızla tereddütleşiyoruz; ” kim ne taraftan geçecek” diye… Oysa ers yönden gelen o kadar dikkat etmeli ki… Bazen biz doğru yönde olsak da kendimizi yol tarafına atarak yol vermek zorunda kalabiliyoruz tersten yan yana gelen 3-4 bisikletli arkadaşımıza… Öyle değil mi? Veya NERO’ nun önünde çok geniş bir alana yayılmıyor mu bisikletçi dostlarımız, şakalaşmıyor mu? Sohbet etmiyor mu? Oysa o bölge; virajdan hızla gelen araçların göremeyeceği bir açıdadır.. Bakın ARAÇ HATALI… Ama bedelini ödeyen bu olayda bisikletliler… O halde ARAÇ HATA YAPMASIN diye değil, YAPABİLİR diye düşünmek zorundayız hareket ederken… Daha 2 ay önce bir arkadaşımın oradaki park halindeki aracına hızla gelen başka araç çarpıp taklalar attı ve hurdaya çıktı aynı yerde… Ya orada bisikletli olsaydı? Ya da yaya… Ya da engelli? Ya da kedi köpek…. Can bu… Düşünmek zorunda olan biziz… Araç HATALI GELEBİLECEKTİR veya direksiyon kontrolünü kaybedebilecektir, biz bunu hep varsaymak zorundayız… “Vaz mi geçelim bisikletten ?” “Elbette hayır!” Ama yolda trafik akışında biz de grup olarak adeta bir tren gibi ilerlemeye başlayana kadar son derece dikkatli olmak zorundayız.. .Görünmek, görünür olmak yetmez, güvenli bir alanda durarak riski minimize etmek zorundayız. Yolda giderken de şerit dışına çıkmamalı ve arkadan gelen araçtakinin, uykusuz, dikkatsiz, telefonda, acemi, alkollü vb hatta belki de o anda kalp krizi geçirebildiğini bile varsaymak zorundayız. Refleks ve algımız %100 yolda olmak zorunda. Adamın lastiği de çıkabilir.. Olmadı mı hiç… Yaşanmadı mi? Lastik çıkıp da yan yoldaki aracın sürücüsüne carpmadı mı? O nedenle HATALI- HATASIZ aramaksızın güvenliğimiz için biz dikkatli olmak zorundayız… Bireysel sürüyorsanız, 2-3 kişi gibi azsanız daha da fazla dikkat şart. Çoksanız da grup sürüşü kuralları ile riskleri minimize ediyoruz zaten… Atilla ATAY bile hepimizden en deneyimli ve dikkatli olmasına rağmen, arkaya bakmadan 2-3 yüz metre geriyi görmesine rağmen, yalnızken bisiklet yolundan gidiyor…! Sahilde araçların yoluna çıkmamak için mutlaka grupta da sürüş sırasında sık sık uyarıyor, “panikletirsiniz araç sürücüsünü” diyor… “Bu bisiklete binilecek…” Güvenli olarak binmek de bizim sorumluluğumuz… Ha devlet, belediye, hükümet vb her ne ise… tabelalar koyar, uyarılar yapar, kamu spotları hazırlar, caydırıcı yaptırımlar koyar, hız tümsekleri yerleştirir falan… keşke… e peki bunları koyana kadar? Koysa da o bilinç oturana kadar?Herşey bizde bitiyor… Bunu unutmayalım lütfen… Bir de her bisiklet grubu hobi grubudur beraber bisiklet sürmek için toplanmış, ticari kaygısı olmayan gruplardır ve bu şekilde bir araya gelen bisikletliler grup sürüş kurallarına uyarak riskleri azaltır ama her grubun arkasında koruyucu bir araç vb için kim ne imkanla ve nasıl varlık gösterebilir ki? Bu, bizim bile ATİLLALAR olarak sadece etaplı şehirler arası turlarda alabildiğimiz bir önlemdir… Rutin antrenmanlarda ise gönüllülük ilkesiyle gelebilen varsa araçla gelir ve sadece o şekilde bu uygulama mümkün olabilir bir uygulamadır. Tekrar başımız sağolsun… Araç sürücüsü yakalansa da, yerine herhangi biri geçip tutuklansa ve asıl suçlu dışarda fink atsa da, olan gidene oluyor, ailesine oluyor, sevenlerine oluyor…O nedenle her şey bizde bitiyor… Kendimizi ve birbirimizi kollayacak, dikkatli olacağız. Bu arada güvenlik adına hatırlatmak isterim ki Bostancı Pendik rotasında gün doğarken güneş karşıdan gelirken araç sürücülerinin bisikletlileri görme yüzdesi bazen sıfırlara kadar düşüyor. Zaman zaman araçla bisiklet grubumuzun arkasından geldiğim için iyi bilirim… Hızla gelen bir araç mümkün değil görmez. O nedenle lütfen şerit dışına taşmamaya çok dikkat etmek ve kitle halinde sürerek “bir blok şeklinde görünmek” zorundayız. Tekrar başımız sağ olsun ve ailesine de sabırlar olsun… Jale