ZAYIFLATIR MI BU BİSİKLET ?
Çok aldığım bir soru bu:))
Hele son dönemde ” sen çok zayıfladın Jale hocam, bu kadar mı zayıflatır bu bisiklet?” cümlesini epey sık duyar oldum.
Cevap veriyorum;
“Zayıflatıyor bu bisiklet insanı”
Ama nasıl?
2 şekilde anlatacağım,
birincisi her yerde görebileceğiniz şekliyle
ikincisi kendi gözümden gördüğüm ile…
*Birincisi:
İnternete girin, yazın bu cümleyi …çıkan kalıp ama gerçek ifadeler şunlar olacaktır:
Bisiklete bindiğiniz zaman, fazla kalori harcarsınız, büyük kas grupları çalıştığı için, kan dolaşımı hızlanır, kalp kuvvetlenir kalp sağlığı artar, kan daha çok hücreye oksijen taşır ve yağ yakımı başlar, kas yüzdesi artacağı için, kaslar da üzerindeki yağları yakmaya devam eder, metabolizma hızlanır, kalça bacak ve karın kasları çalışır ve yağlanma azalmaya başlar, güçlenme artar, 55-65 kilo bir kadın, ortalama sürüş hızının biraz üstünde hızla, saatte 400-500 kalori yakar,, hızlanarak ve yokuş çıkarak bu zorluk arttırıldığında, kişinin yaş, cinsiyet ve kilo parametreleri de eklendiğinde kilo verme hızı da artacaktır.
Bunu kondisyon bisikleti dediğimiz, spor aleti olan sabit bisiklet ile de yapabilirsiniz, dışarıda bisiklet sürerek de yapabilirsiniz, ayakta sürülen sabit bisiklet modeli olan eliptik bisiklet ile de farklılaştırarak kullanabilirsiniz…
* ikincisi:
Benim anlatacaklarım daha farklı:)
Evet yukarıda yazdıklarım doğrudur, işin realitesinde de bu vardır.
Bu nedenle de insanlar gider bisiklet alır ve başlar kullanmaya, sonra gelirler bana derler ki, ” ben hiç kilo veremedim hala göbeğim var, bu simit belimin çevresinden nasıl gidecek?”
Bisiklete binmeye başlayan kişiler genelde yalnız bindiklerinde disiplini sağlayamazlar, bir kıyaslama dereceleri olmadığından, kendi hızları ile sürerler ve yorulunca dururlar, ya da biraz falza bindiklerinde kan şekerleri düşünce, ” zaten bisiklete biniyorum daha çok yiyebilirim” derler veya kedilerini en sevdikleri şey ne ise ödüllendirirler.. O kadar bisiklete bindim epey kalori harcamışımdır, artık bunu da hakettim…değil mi ya?
Kendilerini aşamadıkları sürece bu kısır döngü devam ettiğinden,” kilo veremiyorum” der,
ve bir de bahanelere sığınmalara başlar, “bugün yağmur var, bugün rüzgar var, bugün güneşin gözünün üstünde kaşı var” gibi sebepler üretirler.
Metabolizma, bisiklete binerken ödüllendirme sistemine dayalı artan beslenme şekline alıştığı için aynı sistemi devam ettirdiğinden kişi kilo almaya da başlar:) Bisiklet daha da zor gelir, nasıl olsa kilo verememektedir.
Hele bir de sigarası da varsa, zaten nefesi de tıkanmaktadır.
Bir süre o bisiklet durur kenarda, vicdanı dürter, dürtükler…sonunda der ki kişi, “olmuyor, aldım madem kullanayım…”
Bakınır etrafına… Hep gördüğü bisiklet grupları gelir aklına, hani yanlarına gitmeye çekindiği..
Bir iki muhabetden sonra bakar ki herkes kendi gibiymiş zamanında… Katılır bir gruba.
Bisiklet gruplarının çoğu, sosyal ortam sağlar ve mutluluk ve rehabilitasyon sağlar.
Ancak bizim kültürümüzün yadsınamaz gerçeği olarak buluşma hedeflerinin hepsinin odağında gene yemek vardır. Bir yerlere giderek mangal yakmak , yemek yemek, belki   de içmek. Amaç iyi vakit geçirmek ve mutlu olmak olduğu için bunu eleştirmek de doğru olmaz elbette… Ancak o zaman da ” mutlu ve şişman” olmaya devam eden süreç başlar:))
Çünkü metabolizmanın çalışmasında eşikler yaratıp, aşamadığınız bir sürüş temposu ile, hedefte sadece yemenin olduğu turlardır söz konusu olan. Evet çok hoştur, çok mutlusunuzdur, dostlarınız vardır. Ama kilo aynı yerinde saymaktadır. Belki biraz daha fit olursunuz ama amacınıza ulaşmanıza daha çok yol vardır. Sigara, yerine göre alkol ve çeşitleri artan yemek toplantıları ile, artık yediğiniz için bisikletle bunları yakmayı hedeflediğiniz bir rutinin içine girmişsinizdir.

Bisiklet disiplin işidir.

Kilo vermek hedef olduğunda, uzun süreli ve zorlamadan pedal çevirmeniz gereklidir ve beslenmenizi aynen muhafaza etseniz de, biniş sürenizi uzatarak kilo verme hedefinize ulaşabilirsiniz, ancak sürüşün düzenliliği ve sürekliliği …yani disiplin… önemlidir olmaz ise olmazdır.
Kas kütlenizi artırmak ve hatta hacimlendirmek istediğinizde ise, zorluk derecesini ve rampaları arttırmanız gerekir.

Sürüş disiplini ve devamlılığını muhafaza etmenin yolu ise , eğer oto kontrolünüz yoksa, bu amaca uygun yapıdaki sürüş partnerlerinizin olmasından geçer.

Bu anlamda size ilk yolu açan ve disiplini oturtan kişi… rehber… öğretmen… dost… kaptan… vb ise en önemli olan konudur.

Ben 2 senedir sürekli bisiklete biniyorum, bunun ilk senesi, sosyal sürüş gruplarıyla oldu, hepsi muhteşem insanlar, güzel dostlar ve neşeli ortamlardı..Ve hedefte hep bir yerlerde yemek için buluşmalar vardı, hız her zaman rutin ve sürüş her zaman sık mola içeriyordu. Bu da çok normal ve olması gereken idi çünkü her yaştan ve sağlık durumundan kişi aynı grup içindeydi.
Bu şartlar altında, rehabilitasyon, mutluluk, dostluklar vb söz konusudur doğru ama kilo vermek ise amaç, beslenmeniz ve sürüş farklılığınız olması gereklidir.

Sonraki 1 sene ise Atilla hocayla tanıştım.
Onunla bisiklete binmeye gelenler içinde, obez olarak gelip de incecik beli olan insanlarla tanıştım.
Yaşı 55-60 olduğu halde ilk kez bisiklete binip de, şehirleri geçtim, bölgeler arası giden ve bir de çok kilo verenlerle tanıştım.
Çok anlatacak şey var elbette ama konumuz kilo olduğu için oradan devam edelim:
Atilla Atay kilo verecek kişilere DİYET ÖNERMİYORDU
Sadece disiplinli ve uzun sürüş öneriyordu bunun için liderlik ediyordu.
İstediğini yediği halde söylediği tempo ve sistem içinde sürüp de kilo vermeyen tek kişi görmedim
Demek ki bisiklet sürdüğünüzde kilo verebilirsiniz…

Ama ilk şart bisikleti disiplinli sürmeniz ve bunu yaşamınız içine en optimumda monte edebilmenizin gerekliliğidir.

İşte bu noktadan sonra zaten,
bisikletin kendiniz için, sağlığınız için olan yararlarının ötesinde,
aileniz için,
çevre için,
toplum için,
ekonomi için,
belediyeler için,
memleket için olan yararları ortaya çıkmaya başlar
Medeni ülkelerde olduğu gibi…
gelişmekte olan ülke çizgisinden
muasır medeniyetler düzeyine çıkmanın yollarından biri belki pedallarımızdan geçiyordur.

Sevgilerimle

Cevapla