İÇİNDEKİ ÇOCUK ile DIŞTAN GÖRÜNDÜĞÜN ERİŞKİNİN BİR ARADA OLABİLDİĞİ EN BÜYÜK GERÇEKLİK; BİSİKLET… Biz içimizdeki çocuğu büyütmüyoruz, o çocuk olarak kalsın, kalsın ki bize hayat enerjisi, heyecanı, neşesi, coşkusu, umudu, mutluluğu versin sürekli… Hep içimizi kıpırtılı tutsun, hep bizi “acaba şimdi sırada ne var? ” merakıyla yaşatıp, hayat filminin heyecanını hep hissettirsin, bizi monotonluğa, kalıplaşmışlığa itmesin. Yeknesak bir düzen içinde, rengi solmuş, çerçevesi sertleşmiş rijit gerçekler içinde yoğurup hapsetmesin.

Erişkin olmak kolay… İçindeki çocuğu yaşatmak zor..

Biz onu yaşatan erişkinler olmayı seçtik. Bunun en güzel yolu da elbette bisiklet…

50 yaşında hanım hanımcık, veya efendi efendi, kırlaşmış saçlarınız ve yaşanmışlık dolu çizgilerinizle çocuksu bir şeyler yapmak isteseniz de ortam buna izin vermeyebilir veya sizin cesaretinizi kırabilir ama bisiklet üzerindeyken, içinizdeki çocuk mutlulukla coşarken sizi kimse tutamaz, sınırlayamaz…

Sizi bisiklette tek sınırlayan şey vardır o da güvenli bir sürüş için gerekenler ve topluma karşı bisiklet farkındalığını yükseltip, bisikleti sevdirmenizi sağlayacak bir çizgi… Bisiklet dersi verdiğim insanlarda gözlemlediğim en büyük coşku hissinin, o ilk kendi kendilerine kalkış yapıp, çevirebildikleri pedallar sırasında olduğunu net olarak söyleyebilirim. O kendi kendilerine kurabildikleri ilk dengeli pedal çevirdikleri bir kaç metre var ya… İşte o anda sanki kanatları çıkıyor ve uçuyorlar, sanki hayattan özgürleşiyorlar, sanki hayatlarının prangaları çözülüyor, sanki gülücüklerini bağlayan fiyonklar boşalıp açılıyor… Bir derin huzur ve özgürlük duygusu yayılıyor yüzlerine… Ve işte o an daha bir aşık oluyorlar hayata ve bisiklete…

Biz bu hissi en iyi bilenlerdeniz değil mi? Ne mutlu bizlere… Bu haftaki turumuzda 40 kişiden fazlaydık ve 2 adet eskort desteğimiz vardı. Selim Beye de, Nedim Beye de sonsuz teşekkürlerimizi gönderiyoruz.

Ya o muhteşem 40 bisikletli? Onlara da… Bu birlik-beraberlik-dostluk-sevgi- saygı-dayanışma içinde sadece kendilerini değil, grubu da düşünme önceliğini edindikleri için, “ben” değil , “biz” olmayı bildikleri için, bütüncül akışa uyumlanabildikleri için, güler yüzlü ve içten oldukları için… ATİLLA OLMAYI seçtikleri için… Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyoruz ve hafta görüşmek üzere sizi 16 Ağustos fotoğraflarımızla baş başa bırakıyoruz

Görseller için tıklayınız

Sevgiyle Jale & Atilla

Cevapla