Dizler bedenimizin amortisörleri gibidir.
Bedenin yerçekimine karşı pek çok hareketi başta olmak üzere, darbeler, travmalar, aşırı yüklenmeler, dengesiz hareketler, burulmalar, dönmeler, düşmeler vb sırasında, bunların etkilerini direkt dizler de alır.

Dizleri oluşturan eklemler birbirine yaklaştıkça ve sürtünme miktarı arttıkça, sorunlar da artmaya başlar. Kireçlenme de bu sorunların en önde gelenlerinden biridir.
Ancak biz, dizlerimizin neyi sevip sevmediğini bilmeden ve çoğu zaman da bilinçsizce onlara yükleniriz.
Dizler, ilk olarak FAZLA KİLO olmak üzere, HAREKETSİZLİK, SUSUZLUK, AŞIRI YÜKLENMEler , ANİ BURULMALAR ve DARBEleri sevmez,
Ayrıca Omega 3 gibi yararlı yağ asitlerinden EKSİK BESLENMEler de diz eklemleri için sorunların daha büyük ölçekli yaşanmasına neden olur.KİREÇLENMEler ve ROMATİZMAL hastalıklar da cabası.

Genel anlamıyla DİZLER için en yararlı egzersiz şekli BİSİKLET, YÜZME ve PİLATESdir.

Yürüyüş gibi en gündelik egzersizimiz dahi, yanlış zemin, yanlış ayakkabı seçimi ve sorunlu bir ortopedik yapı söz konusu ise;
ayak tarak kemiklerinden bileklere, dizlere ve hatta bele kadar pek çok ağrıya sebep olabilir.

BİSİKLET ile ise “doğru vites” ve “düz yolda”, “sürekli ve yumuşak pedal” kullanımıyla var olan diz sorunlarınızdan bile kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Fazla pedal çevirmek diz eklemlerine zarar verir mi diye düşünenlere cevabım nettir… Hayır…

Hemen “ama aşınıyor” diye tepki verenleri duyar gibiyim…
Bakın bedenimiz mucizevi ve mükemmel bir fabrikadır. Bu fabrikanın işletmecisi ise herşeyi yöneten, idare eden ve maksimum faydaları yaratabilip, çözümler üretebilen BEYİNdir.
Bir işletme düşünün. Kullanmadığınız bölümlerin ışığını açık bırakır mısınız? Bedenimiz de böyledir. Kullanmayıp atıl bıraktığınız her eklem için beyin gereken çalışmayı yapmayacaktır.

Oysa beyin, sinir ağı vasıtasıyla bedenimizin en ücra köşesini dahi görebilen dev bir göz gibidir.
Ve anne rahmindeyken sinir hücresinden beden var olabiliyorsa, sinir sistemi vasıtasıyla beyin, tüm bedenimizi de iyileştirebilir.
Bedeninizin kullanmadığınız her bölgesi için de beyin bir süre sonra enerji harcamaz. Dolayısıyla da kullanılmayan eklemlerde kireçlenmeler ve bazı sorunlar başlar. Ama hareket edip kullanılıyorsa, beyin “kullanılıyor” diyerek gereken iyileştirmeyi ve regülasyonu sağlayacaktır. Çünkü beynin görevi budur… Örnek veriyorum, dizlerinizi hayatınızın bir döneminde belli bir miktar ve tarzda kullanırsınız, beyin ona göre gereken dengelemeyi yapar. Sonra birden hareketi arttırırsınız, ilk başta eski düzen devam edeceği için eklemlerde ve dokularda zorlanma başlar, kaslar zorlanır, bağlar hassaslaşır, kıkırdak doku yetersiz gelmeye başlar, aşınmaya başlayabilir… Bu durum bedenin alışık olmadığı duruma geçiş halidir.
Beden hemen görülmekte olan yıpranmayı telafi etmek için sizi durduracak ve alıştığı devire sokacak bir tepki verir ve ağrılar başlar.

Bu bedenin o bölgeler için verdiği “dinlen ve benimle ilgilen ve onarıma gir” sinyali gibidir.

Ama siz düzenli olarak ve kontrollü şekilde devam ederseniz, beyin bu sefer bu bölgenin kullanımının sürekliliği karşısında gerekeni yapmak ve o bölgeyi iyileştirmek için çalışmak zorundadır.

Burada önemli olan; her şeyi bedenden ve beyinden beklemeden gereken desteği vermektir…

Bu ise bilinçli davranmak ile mümkündür.

BİSİKLETTE DİZLERİNİZ AĞRIYORSA, öncelikle doğru ölçüde kadro ve doğru sele ve gidon ayarının olup olmamasına bakılır.
Sonra dizlere en fazla yük verdiren sebepler ele alınır, sert pedal kullanımı, fazla yokuşlu parkurlar ve yokuşlarda yanlış vites seçimi, ağır ve yüklü bisiklet tercihi, kişinin g fazla kilosu olması, bacaklardaki ve ayaktaki ortopedik sorunlar ve pedala basış şekilleri, dizlerin “bilek, diz, kalça ekseni” doğrultusunun dışında ” içe veya dışa açık” olması gibi sebepler sorunları yaratacak veya arttıracaktır.
Bisikletteki antrenman sürenizi arttırmak söz konusu ise, bedeni yıpratmamak ve bu geçişi beyinin de bedenin de algılayıp uyum sağlayabileceği bir süreç içinde kontrollü olarak arttırarak yapmak doğru olandır.
BİSİKLETTE KİLİT PEDAL kullanımı da sizlere olan sürekli “itme” direncini, “itme” ve “çekme” olarak bölüp dengeleyeceği için dizlere yararlı bir uygulama olacaktır.

Bazen dizdeki ağrının sebebi dizler değildir… Pelvisdeki bir mekanik açı farkı ,sırttaki bir sorun veya omurganızdaki herhangi bir asimetri sürüş sırasında hareketli eklem diz olduğu için kendini dizde gibi hissettirir. O nedenle omurga sağlığı da çok önemlidir
.
Tecrübelerim neticesinde ve CHIROPRACTIC bir bilgilenme ile bu bahsettiğim tarzda diz ağrılarını, ilk hissedildiği günlerde, genellikle çözebilmek mümkün olabilir ama bu durumda sürüşe devam edildiği takdirde beden dizi korumak için o bölgede ödem oluşturabiliyor ve zaman içinde de iritasyon gerçekleşebiliyor. O noktada ise zaten artık mecburen tedavi gerekliliği söz konusu oluyor.

Bisiklete binmek dışında, yapılacak bilinçli strechingler ve dizleri korumak amaçlı, bacak ön üst (QUADRİCEPS) ve bacak üst arka (HAMSTRING) kaslarının, diz bağlarının ve eklemlerinin güçlendirme esnekleştirme egzersizleri diz sağlığımız için şarttır ve pilates bu konuda en başarılı yöntemdir.

DİZLERİN DOSTLARI : BİSİKLET, NORMAL KİLO( zaten bisiklet kilonuzu da kontrol etmenizi sağlar), PİLATES EGZERSİZLERİ, YÜZME, OMEGA 3 KULLANIMI ve mutlak surette TRAKSİYONdur.

TRAKSİYON , EKLEMLERİN ARASININ AÇILMASI İÇİN YAPILAN BİR UYGULAMADIR ve traksiyon ile eklemlerin arası açıldığında daha fazla oksijen ve kanla beslenen dokular hızla onarılır , yenilenir ve rahatlar . Bunun için de uzmanlara da danışabilirsiniz. Dediğim gibi bu konular ayrı bir yazı konusu olup uyguladığım önemli rehabilitasyon yöntemlerindendir.

Dizlerden gelen seslere de değinelim:
Dizlerden gelen bu seslere ağrı eşlik etmiyorsa, bu durumun sebebi genellikle dizin bir kısmının, yerine yada yatağına düzgün bir şekilde yerleşmemesidir. Böyle bir durumda bacağın farklı kısımlarına anormal bir baskı uygulanır yada bu kısımlar normalden fazla kullanılır. Dizden ses gelmesine neden olan birçok durum vardır ve çoğu zararsız ve tedavi edilebilir durumdadır. Dizinizdeki tıkırdama yada çıtırdama sesi ağrı yada şişme gibi diğer belirtiler ile ilişkili olmadığında endişelenmenize gerek yoktur. Çoğu durumda diziniz, eklemlerdeki sıkışan aşırı havayı tahliye etmek için tıklama sesi çıkaracaktır. Dizden gelen bu ses ayrıca, bu bölgede sürtünme ve aşırı basınç ile karşılaşıldığında kendi kendini düzeltmek için yaptığı bir işarettir. Bu deneyim, parmaklarınız ya da diğer eklemlerinizden gelen “çıtırtı” deneyimlerine benzer şekilde çıkan ses veya his ile benzerdir.

Bazan diz kapağı (patella), kendi çizgisinde hareket etmez yani çizgisinin dışına çıkar ve uyluk kemiği (femur) boyunca düzgün bir yol izlememesine neden olur. Bu duruma genellikle kaval kemiğinin (tibia) veya diz kapağını koruyan bacaktaki alt kemiğin yaralanması ya da üzerine olan baskı sonucu ortaya çıkar. Eğer bu kemiklerin herhangi biri hattından çıkmışsa, dizinizi büktüğünüzde ses gelebilir.

Kemikler arasında bir yağlayıcı olarak görev yapan dizdeki amortisörler (şok absorbe ediciler) yada menüsküs yaralandığında, dizden tıklama sesi gelmesine neden olabilir.

Menisküs, diz kapağı tutmaya yardımcı olan iki düz C şeklindeki disklerden oluşur. Bu disklerden biri yırtıldığı zaman dizin dengesi bozulabilir ve büküldüğü zaman dönmeye neden olabilir. Bu da dizinizi hareket ettirdiğinizde, diz her zamankinden farklı bölümler ile etkileşime girerek çıtırdama sesinin meydana gelmesine yol açar. Bu sorunun diğer belirtileri arasında dizde morarma, mavilenme ve siyahlanma gibi renk değişiklikleri olabilir. Eklem gerilmiş olabilir yada siz bu bölgede kronik ağrı hissedebilirsiniz.

Ancak menisküs yırtıklarının çok farklı şekilleri ve etkileri olabilir o nedenle her menisküs rahatsızlığı için “bisiklete binmek için ne kadar süre gereklidir” sorusuna aynı cevabı vermek mümkün olmaz.

En doğru cevap, doktorunuzun vereceği cevaptır ve size mutlaka bazı egzersizler verecektir. “O egzersizlere başladıktan sonra gelişimi hissettiğiniz süreçte, bisikletinizle yumuşak pedal ve düz yolda olmak şartıyla antrenmanlarınıza kısa bir süreyle başlayarak periyodik şekilde süreyi arttırabilirsiniz ” demek en doğru çözümdür.

Artrit bacakları etkilemeye başladığı zaman dizde tıkırdama deneyimi yaşayabilirsiniz. Bu durum dizin her zamankinden farklı bir şekilde hizalanmaya başlamasına neden olan inflamasyon sonucu ortaya çıkar.
Bu durumda dizlerinizin nem ve soğuk almamasını sağlayacak bir donanım ile olmak şartıyla gene yumuşak pedal ve düz yolda bisikletle pedal çevirme egzersizleri iyi gelecektir.

ACL (ön çapraz bağ, anterior cruciate ligament) yırtığı ve MCL (medial collateral ligament) yırtığı. Bir ACL yırtığı, bacak normalde olduğundan daha farklı bir konumda oturmaya başladığında dizde tıklamaya neden olur. MCL yırtığı da benzer bir duruma neden olabilir. Her iki yaralanma kronik ağrı yapar ve dizde sertlik ve gerginliğe neden olacaktır.

Eğer ağrınız fazla ise ,rutin egzersiz sırasında ilave destek sağlayan aparatlar kullanılarak rahatsızlığınızı hafifletebilirsiniz.
Diz etrafına destekleyici bir bant takmak bu durumu dindirmeye yardımcı olabilir. Bunu takarken vücudunuz için uygun büyüklükte olanını seçtiğinizden ve kan dolaşımına engel olmadığından emin olunuz.

Dizde Takılma Hissi, kireçlenme habercisidir ve kireçlenme kalıtımsal bir rahatsızlıktır da aynı zamanda…

Ne yazık ki fazla kilo, eklem bölgesini etkileyen yaralanmalar, kas zayıflığı, romatizmalı hastalıklar , ileri yaslarda olmak gibi pek çok farklı nedeni olabilir kireçlenmenin. .

Ama sebep ne olursa olsun, KİREÇLENMENİN EN TEMEL TEDAVİSİ HAREKETLİLİKTİR ve PEDAL ÇEVİRME HAREKETİ tüm diz eklemi için mükemmel bir hareket açısı sağlar.

Kireçlenmenin kesin bir tedavisi bulunmuyor. Ağrı için ağrı kesici, kireçlenmenin bulunduğu ekleme binen yükü hafifletmek için bazı aparatlar veya eklem koruyucu besin takviyeleri kullanılıyor.
Çok ilerlemiş kireçlenme içinse sorunlu ekleme cerrahi müdahaleyle yapay kıkırdak yerleştiriliyor ancak her hasta bu operasyon için uygun olmayabiliyor.
Diz eklemine fazla kilolar nedeniyle basınç arttıkça hem kireçlenme daha hızlı ilerliyor hem de kireçlenmenin neden olduğu ağrılar artıyor. Kilo verdikçe kireçlenmenin neden olduğu sorunların hafiflediğini göreceksiniz.
Kireçlenme nedeniyle eklem ağrısı çekerken egzersiz yapma fikri pek hoş gelmeyebilir ancak eklemi korumanın ve kireçlenmenin ilerleyişini yavaşlatmanın en etkili yollarından biri daha fazla hareket etmektir. Düzenli egzersiz kas ve kemiklerinizin güçlü kalmasına, eklemlerinizin daha esnek olmasına yardımcı olur.

Egzersiz sadece kireçlenme nedeniyle ağrının çok şiddetlendiği durumlarda önerilmez.

Kireçlenme ağrısının şiddetlendiği anlarda ağrıyan eklem üzerine sıcak veya soğuk kompres uygulayarak ağrıyı hafifletebilirsiniz.
Sıcak kompres kan dolaşımını artırarak kasları rahatlatır .
Soğuk kompres ise sinirleri uyuşturur ve şişliği alır.
Bazı besin takviyeleri kireçlenme belirtilerinin kontrol altında tutulması için önerilmektedir. Örneğin iltihabı azaltıcı özelliği bulunan omega 3 yağ asitlerinin kireçlenmeye bağlı ağrıları hafifletici özelliği vardır. Omega 3 bakımından zengin balık, ceviz, keten tohumu ve zeytinyağını daha fazla tüketerek ağrılarınızı bir miktar azaltabilirsiniz. Ne kadar omega 3 almanız gerektiği ve kireçlenme için önerilen diğer besin takviyeleri hakkında doktorunuzdan detaylı bilgiler alabilirsiniz.

Yapılan araştırmalar bazı gıdaların iltihabı azalttığını veya önlediğini ortaya koymaktadır. İltihabı azaltan ve kireçlenmeye iyi gelen gıdalar arasında turp, hardal, sarımsak, soğan, tere, maydanoz, kereviz, limon ve kuşburnu çayını sayabiliriz.
Okaliptüs yağı kireçlenme ağrısına iyi gelir. Okaliptüs yağıyla ağrıyan ekleme masaj yaptıktan sonra sıcak kompres uygulayarak yağın daha çabuk etki göstermesini sağlayabilirsiniz.

Sığır jelatini de çok ama çok önemlidir ve hafta 1-2 kere AYAK PAÇA çorbası içerek çok başarılı sonuç alınabilir.. Kararlardan alabileceğiniz sığır jelatini tonundan günde 1 kasik tuketebilirsiniz:)

Son yıllarda yapılan araştırmalarda kabuklu deniz hayvanlarından elde edilen ve bir amino-şeker olan glukozamin adlı maddenin kıkırdağı koruduğu ve kireçlenmeye iyi geldiği yönünde sonuçlar elde edilmiş. Glukozamin içeren besin takviyelerini sağlık ürünleri satan mağazalarda bulabilirsiniz ancak dozaj hastaya göre ayarlandığı için ne kadar kullanmanız gerektiği konusunda doktorunuza danışmalısınız.

Bu arada aktardan alacağınız DAMLASAKIZIndan da her gün bir ufak parça yutmak eklemlerdeki kıkırdak dokusunun yenilenmesinde etkili…

İltihabı önleyen ve ağrıyı hafifleten zencefili kireçlenmeye bağlı ağrıların arttığı dönemlerde çay olarak günde 2-3 kez içebilirsiniz. Zencefil hareket kabiliyeti azalan eklemi rahatlatarak daha kolay ve ağrısız hareket ettirebilmenize yardımcı olacaktır.
Zerdeçal ve zerdeçal içeren besin takviyeleri ağrı ve şişliğin azaltılmasına yardımcı olarak önerilmekte. Bu konuda dizinde kireçlenme bulunan 100 hastanın katılımıyla yapılan çalışmada düzenli olarak zerdeçal özü takviyesi kullananların yürürken ve merdiven çıkarken yaşadıkları kireçlenmeye bağlı ağrıların azaldığı tespit edilmiş.Kireçlenmenin başlangıç aşamalarında düzenli olarak yeşil çay içerek kıkırdak dokusu kaybını yavaşlatabilirsiniz. Yeşil çayda bulunan bazı bileşenler kıkırdak dokusunda tahribata yol açan kimyasalların ve enzimlerin üretimini baskılayarak koruma sağlıyor.
Sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam temennisiyle

JALE ÖZEN

 

Cevapla